Alevi örgütlenmesinin kısa tarihi ve
Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu'nun oluşumu

Alevi-Bektaşi dergah örgütlenmesi 1826 yılında Yeniçeri isyanı bahane edilerek Osmanlı askerleri tarafından büyük ölçüde tahrip edildi. Dergahlar, tekkeler kapatıldı ve içindeki değerli eşyalarla kitaplar yakıldı. Bektaşi Babalarının önde gelenleri Islamın şartlarına riayet etmedikleri, namaz kılmadıkları. oruç tutmadıkları Ebubekir Ömer ve Osmana ağır sözler söyledikleri içerikli fetvalar ile katledildiler. Aynı zamanda Alevi öğretisine ve tarihine ışık tutacak belgeler ve kitaplar yakıldığı için Alevilerin birliği de ağır yara almış oldu.

Osmanlının Alevilere karşı uyguladığı bu politikayı anlamak mümkün. Çünkü Aleviler Osmanlının baskıcı, yayılmacı ve çağı yakalamadaki tutuculuğuna her zaman karşı çıktılar. Osmanlının küllerinden oluşan Cumhuriyette ilk yıllar hariç Alevilere aynı gözle (potansiyel tehlike) olarak baktı. Her türlü desteği verdikleri yeni düzeninde, onları Osmanlı gibi yasaklayacağını bir türlü anlayamadı ve kabullenemediler.

Maalesef Cumhuriyet döneminde de 30.11.1925 tarihli Tekke ve Zaviyelerle, Türbelerin yasaklanmasıyla, Alevi DEDE ve BABA larının CEM yürütmesi yasaklandı. Bu yasaya aykırı hareket edenlere ağır hapis ve para cezası getirildi. Bu yasayla Dedeler, Seyyitler ve Bektaşi Babaları falcı, büyücü ve üfürükçüler gibi toplum için zararlı kişiler olarak gösterilmiş ve yasaklanmıştı.

Alevilerin asimilesi ve sindirilmesi bir devlet politikası olarak benimseniyor ve Alevileri kendi kimliğinden utandırma ve uzaklaştırma Osmanlıda olduğu gibi yeni kurulan devlettede devam ediyordu. Türk-Islam sentezi dediğimiz. Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan herkes Türktür ve Müslümandır anlayışı hakim hale geldi. Alevilerin büyük çoğunluğu Türk olmasına rağmen bir türlü kabul görmemesi aslında Türkiye Cumhuriyeti olarak kurulan devletin aslında resmi olmasa da bütün yetkililerin telaffuz ettikleri gibi bir "Türk ve Müslüman devleti" olmasındandır. Çünkü bu devletin biz dediği müslümanlar. Öteki dediği ise Alevilerinde dahil olduğu gayri müslümanlardır.

Aleviler bütün bu yasaklara rağmen köylerde ibadetlerini yapmaya devam ettiler. Köyün en büyük evi yada ahırı temizlenip hazırlanarak CEMEVI haline getiriliyor ve çevresine yerleştirilen gözcülerle de olsa Alevi erkanı devam ediyordu. Hatta zaman zaman açık havada kurbanlar tığlanıyor, görgüler yapılıyor, Cemler birleniyor ve semahlar dönülüyordu. Talip - Dede - Müsahip ilişkileri ile Alevi toplumunda manevi ve sosyal huzur sağlanıyordu ve başka bir örgütlenmeye gerek duyulmuyordu.

Ancak büyük çoğunluğu yoksul köylü olan Aleviler köyden şehirlere, Avrupaya ve hatta Avustralya'ya kadar göç etmek zorunda kaldılar. Köylerinde kapalı toplumlar olarak yarı gizlide olsa inançsal, kültürel ve sosyal yaşamlarını devam ettiren Aleviler, bunu köyde olduğu kadar şehirlerde yapamadılar. Ramazan orucu tutmadıkları halde sahurda ışıkları yakıp tutar göründüler. Yada kimileri yarım yamalak ta olsa tuttular. Islamın hiç bir kuralını yerine getirmedikleri halde öyle görünmeye çalıştılar. Hakk'a yürüyen canları hiç tanımadığı ve inanmadığı imama teslim etmek zorunda kaldılar.

Yukarıda anlatmaya çalıştığımız tarihi, siyasal ve sosyal koşullar, Türkiye'de, Avrupa'da, Avustralya'da ve Dünya'nın neresinde olursa olsun, Alevilerin kendi kimliği etrafında örgütlenmesini zorunlu ve gerekli hale getirdi.

Özellikle Turgut Özal dönemindeki uygulamalarla açığa çıkan, "ya siz Islamlaştırın, ya da biz şii'leştirelim" söylemi Alevi örgütlenmesine nerdeyse bir kıvılcım oldu. Nokta dergisinde çıkan "Alevilik ölüyormu" söylemleri Alevileri bir kimlik arayışına, Alevi Yol ve Erkanını yeniden araştırma ve yaşatmaya itti. 1980'lerin son çeyreğinde Avrupa'da örgütlenen Aleviler 1990'ların başında Avustralya'da Sydney'den başlayarak açıktan kendi kimlikleriyle Alevi Kültür Merkezlerini kurmaya başladılar.

İlk olarak 1991'de kurulan Avustralya Alevi Kültür Merkezi'ni (Sydney), ve Sunraysia Alevi Kültür Merkezi' ni (Mildura), 1992'de kurulan Viktorya Alevi Kültür Merkezi (Avustralya Alevi Toplum Konseyi) izledi.

2 Temmuz 1993'te yaşanan Sivas ve 1995 Gazi katliamlarıyla birlikte hızlanan Alevi örgütlenmesine parelel olarak, Springvale Alevi Kültür Merkezi (Melbourne), Canberra Alevi Kültür Merkezi ve en son olarak kurulan Sydney Alevi Bektaşi Kültür Merkezi ile Avustralya'daki Alevi Kültür merkezlerinin sayısı altıya çıktı.

Geçtiğimiz yıla kadar kendi başlarına çalışmalar yürüten Alevi Kültür Merkezlerimizi bir çatı altında bir araya getirme düşüncesi ilk olarak 2005 yılında gündeme geldi. Ilki 5 şubat 2005'te yapılan çeşitli toplantı ve görüşmelerden sonra bu altı kuruluştan beşi, bir birine çok yakın hatta çoğunluğunun aynı görüşleri paylaştığını tespit ederek, bir federasyon çatısı altında birleşmeye karar verdiler.

22 Kasım 2008'de coşkulu bir genel kurulla resmen kuruluşunu tamamlayan ve ilan eden Federasyonumuzun şimdiki merkezi Melbourne'dedir.

Çalışmaları ve amaçları detaylı bir şekilde Tüzük ve çalışma programımızda anlatılan Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu, ingilizce adı 'Alevi Federation of Australia' olduğu için kısa adını AFA olarak kullanmaktadır.

Bu güne kadar yazılamayan Alevi tarihini Avustralya'da yazmaya başlayan ve son yirmi yılda emekleriyle Alevi Yol'una hizmet eden tüm canları saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. Katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Bundan sonra da Federasyonumuz elinden gelen her türlü çalışmayı ve fedakarlığı esirgemeyecektir.

Bu konuda en büyük gücümüz ve dayanağımız toplumumuzdur. Çalışmalarımızda internet sitemiz www.alevi.org.au en önemli iletişim ve eğitim aracımız olacaktır. Elbette çalışmalarımızda bize yol gösteren pirlerimizin değerli sözleri ve bilim olacaktır. Hünkarın dediği gibi,
"Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır"
"Demirin Üstünde Karınca izi" sürenlere (sürebilenlere)

Aşk Ola

AFA Genel Yönetim Kurulu

* * *

Yöneticilerimiz

AFA Genel YÖNETIM KURULU ÜYELERI

Genel başkan : Serdal Çınar
Genel Başkan yardımcısı : Barış Bektaş (basın, yayın ve halkla ilişkilerden sorumlu)
Genel Başkan yardımcısı : Özgür Biçer (İnanç kurulu ve kültürel çalışmalardan sorumlu)
Genel Sekreter : Zenep Yeşilyurt
Genel Sayman : Ali Tuncer

1. Yedek üye : Sultan Erbulut
2. Yedek üye : Haydar Coruk

DENETİM KURULU ÜYELERİ

Başkan : Nasuh Baldemir
Asil üye : Feyzullah Karakurt
Asil üye : Ahmet Büyükata
Yedek üye : Hacı Tokdemir










Göz Odur ki,
dağın ardını göre
Akıl odur ki,
başına gelecekleri bile....

Yunus Emre

Bu sitenin tasarımı, web sunucusu hizmeti ve bakımı Nous Information Technology tarafından yapılmaktadır.
Copyright © 2008 - 2010 Tüm Hakları Saklıdır.